12 Mayıs 2013

ÖĞRETİCİ METİN; ELEŞTİRİ TÜRÜ YAZIM (TOPLUMSAL ELEŞTİRİ)


DAHA GÜZEL VE BARIŞ İÇİNDE BİR DÜNYA

     Bir genç, bir birey olarak düzenli bir şekilde gündemi takip ederim, haberleri izlerim, gazete okurum, açık oturumları izlerim, her görüşten yazarın yazılarını okurum, sosyal medyadan da gündemi takip ederim. Bunların sonucunda ise kendimce bir yorumda bulunurum, objektif olmaya çalışarak bunu çoğu zaman başardığımı düşünüyorum. Yorum da bulunmadan önce yukarıda saymış olduğum her türlü araçtan bilgi toplarım. Kendimce bir ilgi alanı oluşturdum. Ama zor ve sürekli tazelenmesi gereken bir ilgi alanı. Bunlardan bahsediyorum çünkü, bu yazıyı yazabilmek için biraz birikimim olduğunu düşünüyorum ve sizlere de bunu belirtmek istiyorum. Sonuçta bu benim ilk eleştiri deneyimim, affınıza sığınarak gündem üzerinden eleştirime başlamak istiyorum.
   
     Dünya, toplum, birey bu kelimeler büyükten küçüğe bir sıralanış aslında. Peki biz birey olarak belli bir toplumla, tek yerimiz olan dünyada uyum, hoşgörü ve özgürlük içinde yaşayabiliyor muyuz? Özgürlük o kadar göreceli bir kavram ki, bu konu hakkında binlerce görüş ve binlerce söylenmiş söz var. Bence özgürlük, bir insanın özgürlüğü başka bir insanın özgürlüğünü kısıtlamamasıdır. Toplum içinde uyumlu bir birey olabilmek için, birbirimize saygılı olsak, birbirimizi objektif bir şekilde eleştirsek, kimse kimseye karışmasa özgürlük içinde yaşamaz mıyız? Söylemesi çok kolay tabi ki de, bir de dünyadan özgürlük manzaralarına bakalım, en başta bizim ülkemiz sizce özgür bir ülkemi? Bence değil, özgür olsa şu an biz bu okulun içinde istediğimiz kıyafetle oturup ders işleyebilirdik. Bu en basit örneği, daha niceleri var… Avrupa’ya bakalım, bence Avrupa’da özgür değil çünkü orada da ırkçılık sorunu var. Bu haberleri okumuşsunuzdur, Fransa’da ve Almanya’da öldürülen Türkler var ve hala davaları devam etmekte. Evet uzaktan bakıldığında Avrupa özgür duruyor, herkes istediği gibi evlenebiliyor(burada ki kastım, eşcinsellik), herkes istediğini giyebiliyor, ama mesele bunlarla bitmiyor tabii ki de. Amerika’ya bakalım, orada da ırkçılık problemi var, siyah insan -onların tabiri ile zenci- problemi aşılmış değil, ne kadar başkanları siyah olsa da. Siyah insanları taktıkları ad ‘’zenci’’ ile köle olarak görüyorlar, önce şunu belirtelim hiçbir insan bir insandan üstün değildir. Ama siyah insanlar sadece renkleri yüzünden aşağılanıyorlar. Dünyaya gelen her insan özgürce, kısıtlanmadan yaşama hakkına sahiptir. Bazı insanların beyinleri ise, kendisine benzemeyenleri bir kalıba ve bir şekle sokma çabasında. Bunun neresi özgürlük? Orta Doğu’ya bakalım, orası iç savaş içerisin de ve zaten sömürge ülkeleri, Orta Doğu hakkında bu terimleri açıklamak ve örnek vermek yersiz olur ve yine dönüp dolaşıp Avrupa ve Amerika’ya geliriz. Dünyamızda özgürlük, hoşgörü ve uyum kelimelerinin kullanılamayacağı kıtalara ve ülkelere gelelim. Afrika kıtası, insanlar yemeye ekmek, içmeye su bulamıyor, açlıktan ölüyor; İngiliz sömürüsü altında. İngiltere Dünya’da güneşi batmayan ülke olarak tanımlanır. Ama çok ülkenin güneşini batırdığı bir gerçektir, tabir-i caizse ocaklarına incir ağacı dikmiştir. Myanmar Arakan’da, Müslüman olan insanlar başlarında bulunan hükümet tarafından katlediliyor, sadece din seçimleri yüzünden katlediliyorlar. Ne demek, sen benim dinimden değilsen öleceksin, nasıl bir hoşgörüsüzlüktür?  İsrail, Gazze’de bulunan dini bir mabed için yıllardır insanları öldürüyor ve ülke ambargo altında. İsrail, tek kelime ile Dünya’nın şımarık çocuğu bu terime çok yakışıyor. Yaptırımlarına hiçbir ülke ve başkanları müdahele edemiyor, etmiyor çünkü bütün savunma sanayi onların elinde. İsrail insanlık suçu işliyor ve dünya susuyor. Suriye, bir Orta Doğu ülkesi ve iç savaşta, mezhep ayrımı yüzünden, başlarında ki hükümet halkını katlediyor her gün ölen insan sayısı belli değil. Rusya,İran,Çin hükümeti silah yardımı ile destekliyor. Yine bir din,mezhep ayrımını kullanıp kendi çıkarlarını düşünen ülkeler. Kazançlı çıkan yine Rusya, Çin, İran.Ve bir örnek daha, Türkiye’nin başta olduğu daha bir çok ülkenin içinde bulunduğu Gazze’ye yardım götürmek isteyen bir gemiyi İsrail 31 Mayıs 2010’da uluslar arası sularda vurdu, 9 aktivist öldü, 50 ya da 60 yaralı vardı.
 Tüm Dünya’nın gözleri önünde işlenen bir insanlık suçu. Yardım malzemelerinden başka bir şey olmayan bir gemiyi elinde ki tüm güç ile vuruyor, aslında buradan İsrail’in ne kadar aciz olduğunu görebiliriz. Bu örnekler üzerinden toplumu ve insanlığı kendimce eleştirdim, ‘’uyum,hoşgörü,özgürlük’’ kavramlarının dünyada karşılığının olmadığını kanıtladım. Hiçbir ülke mükemmel değil, hiçbir hükümet mükemmel değil. Hükümetler ülkelerini kendi görüşlerince daha güzele ve iyiye ulaştırıp, dünyada iyi bir konuma getirmeye çalışırlar. Anlaşılan bunları yaparken, kendi ülkeleri dışında ki ülkelere de müdahele ediyorlar. Bizim yapmamız gereken bunu engellemeye çalışmak, insanlık görevimizi yerine getirmek. Din, dil, ırk, renk ayrımı yapmadan yardıma ihtiyacı olanı ezmeden elimizden geldiğince yardım etmek. Ben 17 yaşında bir genç kız olarak, kendimi sorumlu hissediyorum bu konu da. Benim yaş grubumda ki her bireyin de hissetmesini umuyorum ve istiyorum. Haberleri açtığımızda, internetten haberleri takip ederken, Facebook’ta, Twitter’da yukarıda ki haberlerimi okumak ve izlemek mi istersiniz ya da, hangi ülke kalkınmış, bugün ne icat edilmiş, kim kime yardım etmiş, bu tür haberlerimi okumak ve izlemek istersiniz. Vermiş olduğum örnekler, sıcak gündemden, hala devam etmekte olan olaylar. Biz insanlık olarak Dünya’yı daha yaşanılır hale getirebiliriz, bu bizim elimizde ‘’uyum,hozgörü,özgürlük’’ kavramlarını yaşayarak . Benim hayalim, bir gazeteci ya da siyaseti olmaktı ama şu an ‘’Çocuk Gelişimi ve Eğitimi’’ okuyorum ve ne kadar doğru bir karar verdiğimi fark ettim. Gazeteci ya da siyasetçi olmak çok cazip geliyor, ama olayları yayınlamak mı, olayları yönetmek mi? Hayır önce, olayları yayınlayacak ve yönetecek bireyleri yetiştirmek, daha doğru. Öğretmen olunca, öğrencilerimi, çocuklarımı ‘’özgürlük,uyum,hoşgörü’’ kavramlarını öğreterek yetiştireceğim. Çünkü ben ‘’Daha güzel ve barış içinde bir dünyada, yüzlerinden mutlu ifadeler hiç eksilmeyen insanlarla’’ yaşamak  istiyorum.
Umarım her birey bu haberlerden sonra ‘’Dünya ve İnsanlık’’ için bir çalışma içine girmiştir ya da kendine bir hayat felsefesi benimsemiştir. Bu Dünya herkese yetecek kadar büyük, bu büyüklüğün hoşgörü ve uyum içinde tadını çıkaralım.

AYŞE NUR YILMAZ

ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZ BAKIM / TUVALET EĞİTİMİ MATERYALİ


ETKİNLİK ADI: TUVALETİMİZ TUVALETE  (TUVALET EĞİTİMİ MATERYALİ)

AMAÇ VE KAZANIMLAR:
PSİKO-MOTOR ALAN
AMAÇ2: El ve göz koordinasyonu gerektiren belirli hareketleri yapabilme.
KAZANIM3: Nesneleri üst üste yan yana iç içe dizer.
KAZANIM4: Nesneleri takar.
KAZANIM5: Nesneleri çıkarır.
SOSYAL-DUYGUSAL ALAN
AMAÇ5: Başkalarının duygularını fark edebilme.
KAZANIM1: Kendiliğinden bir işe başlar.
KAZANIM2: Başladığı işi bitirme çabası gösterir.
DİL ALANI
AMAÇ8: Görsel materyalleri okuyabilme.
KAZANIM1: Görsel materyalleri inceler.
KAZANIM5:Görsel materyalleri kullanarak olay, öykü, gibi kompozisyonlar oluşturur.
KAZANIM6: Görsel materyalleri özenle kullanır.
BİLİŞSEL ALAN
AMAÇ7: Nesne, durum ya da olayları çeşitli özelliklerine göre sıralayabilme.
KAZANIM7: Olayları oluş sırasına göre sıralar.

MATERYAL:
TUVALET EĞİTİMİ KARTLARI VE PANOSU

TUVALET EĞİTİMİ KARTLARI




UYGULANAN YAŞ GRUBU:  3-5 yaş

UYGULAMA SÜRECİ:  Öğretmen öğrencilerini yarım ay şeklinde karşısına oturtur. Önceden hazırlamış olduğu tuvalet eğitimi kartlarını sıra ile çocuklara anlatır. Daha sonra yine önceden hazırlamış olduğu panoyu uygun bir yere asar ya da masanın üzerine koyar. İsteyen bir çocuğu yanına çağırır, kartları karışık bir şekilde önüne koyar ve sırayla dizmesini ister. Tüm öğrenciler yapana kadar bu etkinlik tekrarlanır.